40 Yıllık Veri Türkiye’nin Kuraklık Eğilimini Ortaya Koydu

Türkiye’nin son 40 yıllık iklim verileri, ülkenin farklı bölgelerinde kuraklık ve nemlilik eğilimlerini ortaya koydu.
Prof. Dr. Ali Ünlükara danışmanlığında hazırlanan Dr. Fatih Sekendur’un doktora tezine dayanan araştırmada, 1980–2019 yılları arasındaki aylık, 6 aylık ve yıllık yağış verileri analiz edildi.
Çalışmada yalnızca yağış miktarını esas alan Standartlaştırılmış Yağış İndeksi (SPI) ile yağış ve buharlaşmayı birlikte değerlendiren Standartlaştırılmış Yağış ve Evapotranspirasyon İndeksi (SPEI) karşılaştırılarak kuraklığın gerçek boyutları incelendi.
Prof. Dr. Ünlükara, SPI ve SPEI gibi iki farklı kuraklık indeksinin birlikte takip edilmesinin erken uyarı sistemleri ve risk yönetimi açısından hayati önem taşıdığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“Küresel ısınmayla birlikte sıcaklık ve buharlaşma artıyor; bu yüzden kuraklığı değerlendirirken yalnızca yağışı değil, evapotranspirasyonu da dikkate almak gerekiyor.”
Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu’da Kuraklık Riski Derinleşiyor, Ege, Marmara ve Karadenizde Nem Artışı Umut Veriyor
Araştırma sonuçları, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da kuraklığa yönelim eğiliminin güçlendiğini, buna karşılık Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde nemlilik artışının öne çıktığını gösteriyor.
Uzmanlara göre bu tablo, kuraklığa yönelen bölgelerde tarımsal üretim ve su kaynakları açısından ciddi riskler barındırırken, nemlilik artışı görülen illerde verimlilik potansiyelini artırabilir.
Akdeniz’de İl Bazında Çelişkili Sonuçlar
Akdeniz Bölgesi’nde ise il bazında farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Kahramanmaraş tüm ölçüm dönemlerinde kuraklığa doğru ilerlerken, Isparta verileri nemliliğe işaret ediyor. Bölgedeki diğer illerde ise belirgin bir değişim gözlemlenmiyor.
Türkiye Genelinde İl Bazında Çarpıcı Bulgular
Doğu Anadolu genelinde kuraklık eğilimi dikkat çekerken özellikle Bingöl ve Malatya riskin arttığı iller olarak öne çıkıyor.
Çalışmada, Güneydoğu Anadolu’nun Türkiye’nin en önemli su kaynaklarını barındırmasına rağmen kuraklık açısından kritik bir bölgede yer aldığı belirtiliyor. Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman, Şırnak ve Siirt kuraklık riskinin net biçimde arttığı iller arasında.
İç Anadolu’da az yağışa bağlı kırılganlık artıyor. Ankara, Konya, Eskişehir, Kırşehir, Nevşehir ve Sivas kuraklığa doğru ilerleyen iller arasında yer alırken, Aksaray, Nevşehir ve Yozgat’ta bu eğilim daha belirgin bir hal almış durumda.
Ege’de ise genel eğilim nemlilik yönünde olması nedeniyle daha ılımlı bir tablo gözleniyor. İzmir ve Manisa bu eğilimi destekleyen iller arasındayken, Denizli yıllık ölçekte kuraklık riski taşıyor.
Karadeniz’de Rize, Sinop ve Samsun nemliliğe yönelen şehirler olarak dikkat çekiyor.
Marmara’da Kırklareli, Edirne, Yalova, Bilecik ve Balıkesir nemlilik eğilimiyle öne çıkarken, Çanakkale’de kuraklığa doğru bir eğilim gözleniyor. İstanbul’da ise anlamlı bir değişiklik tespit edilmedi.
İl ve Havza Ölçeğinde Su Yönetimi Güncellenmeli
Prof. Dr. Ünlükara, su kaynaklarının korunması için il ve havza ölçeğinde stratejilerin güncellenmesi gerektiğini şu sözlerle vurguladı:
“Verilere dayalı olarak su kaynaklarımızı havza havza değerlendirmeli, ürün desenini buna göre güncellemeli ve basınçlı sulama ile kapalı iletim hatlarını yaygınlaştırmalıyız.”



