Şeker Pancarında Alım Fiyatı Yüzde 25 Yükseldi

Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (Türkşeker), 2025-2026 üretim yılı için şeker pancarı alım fiyatlarını açıkladı.

Buna göre, %16 polar şeker içeriğine sahip bir ton A kotası şeker pancarı için baz fiyat 2 bin 860 lira olarak belirlenirken, kota tamamlama primiyle birlikte bu rakam 2 bin 975 liraya ulaştı.

Böylelikle, geçen yıl ton başına 2 bin 375 lira olan fiyatlarla karşılaştırıldığında, fiyatlarda yüzde 25,3 oranında bir artış sağlanmış oldu.

Yeni Fiyatlarla Üreticiye Güvence, Sektöre Destek Sağlanıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı, açıklanan yeni fiyatların pancar üreticilerine güvence sağladığını ve sektörde sürdürülebilirliği desteklediğini belirtti.

Bakanlığa göre şeker, sadece sofralara ulaşan bir gıda maddesi değil, aynı zamanda tarım, sanayi ve istihdam açısından stratejik öneme sahip bir ürün.

Bakanlık yetkilileri, artışın pancar üreticilerinin motivasyonunu güçlendireceğini ve sektörün geneline olumlu yansıyacağını ifade etti.

Türkşeker’in 100. Yılında Yeni Fiyatlar

Türkşeker’in kuruluşunun 100. yılına denk gelen bu fiyat açıklaması, tarım politikaları açısından da dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıktı.

Yetkililer, şeker pancarının tarladan fabrikaya uzanan üretim sürecinde milyonlarca insanın emeğinin bulunduğunu hatırlatarak, açıklanan fiyatın bu üretim zincirinin devamlılığı için kritik önem taşıdığının altını çizdi.

Kırsal Kalkınma ve Çiftçilere Katkıda Şeker Pancarının Rolü

Şeker pancarı, özellikle üretimin yoğun olduğu bölgelerde binlerce çiftçi için önemli bir gelir kaynağı oluştururken, kırsal istihdamın korunmasında da büyük paya sahip ürünlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Fiyat artışı, çiftçilerin üretime devam etme motivasyonunu güçlendirirken, kırsal bölgelerde ekonomik hareketliliği de güçlendiriyor.

Ayrıca, şekerin tarımsal üretimden gıda sanayisine uzanan süreçte sağladığı katma değer, ülke ekonomisine ve ihracata da katkı sunuyor.

Yeni belirlenen fiyatların, üreticilerin önümüzdeki sezonda daha sağlam bir üretim planlaması yapmasına imkan tanıyacağı ve Türkiye’nin gıda güvenliği açısından da önemli bir adım olacağı vurgulanıyor.

Bu gelişmeler hem tarımsal üretim zincirinde hem de kırsal kalkınmada stratejik bir dönemin işaretçisi olarak görülüyor.