Gıda

İklim Değişikliğinin Gıda Krizine ve Tarıma Etkisi

İklim değişikliğinin gıda krizine etkilerinin incelendiği ve tarımla bağdaştırıldığı araştırma yazısı.

Gıda, dünyanın birçok yerinde hayati bir gereklilik olmasına rağmen, kıt bir kaynak haline gelmiştir. Küresel çatışmalar, iklim değişikliği ve COVID-19’dan kaynaklanan tedarik aksamaları bu problemi daha da ağırlaştırdı. Bu makale, iklim değişikliğinin bugünkü gıda krizi üzerindeki etkisini mercek altına alıyor.

Aşırı Hava Olayları ve Dünya Açlığı

Aşırı hava olayları, dünya açlığının başlıca sebeplerinden biridir. Küresel sıcaklıklar ve deniz seviyeleri yükseldikçe, sonuç daha fazla sıcak hava dalgası, kuraklık, sel, siklon ve orman yangını oluyor. Bu koşullar, çiftçilerin gıda yetiştirmesini ve aç insanların gıdaya ulaşmasını zorlaştırıyor.

Bilimsel çalışmalar, aşırı hava olaylarının, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle daha sık veya daha şiddetli hale geleceğini gösteriyor. Aşırı hava olayları ve çatışmalar, dünya çapında zorla yerinden edilmenin en önemli iki sebebi olup, her yıl yaklaşık 30 milyon insanı evlerinden ediyorlar.

İnsan Kaynaklı İklim Değişikliği ve Hava Desenleri

İnsan kaynaklı iklim değişikliği, Pasifik Okyanusu’ndaki La Niña gibi doğal olarak meydana gelen hava desenlerinin etkilerini büyütüyor. La Niña olayı sırasında, Pasifik Okyanusu’ndaki sıcaklık değişiklikleri, Endonezya’dan Güney Amerika’nın batı kıyısına kadar tropikal yağış desenlerini etkileyebiliyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), 2020 sonlarından bu yana tekrarlanan La Niña koşullarının, özellikle Doğu ve Batı Afrika, Orta Asya, Orta Amerika ve Karayipler’deki ekin ve hayvancılık kayıplarına neden olduğunu belirtiyor.

Afrika’nın Durumu

Aşırı hava olaylarının Afrika’da daha sık ve şiddetli hale gelmesi bekleniyor. Kıta genelinde sıcaklıklar dünya genelinden daha hızlı artıyor, yağışlar ise nemli bölgelerde %30 artarken, kuru bölgelerde %20 azalıyor. Afrika’daki çiftçilerin %95’i yağışa bağımlı olup, sulama sistemlerine sahip değil.

1999 yılına kadar, Afrika’da beş ya da altı yılda bir kötü yağış mevsimi görülüyordu. Bugün, çiftçilerin iki ya da üç yılda bir yağış eksikliğiyle mücadele etmesi gerekiyor. Afrika genelinde tarımsal verimlilik, iklim değişikliği nedeniyle %34 oranında düşmüştür, Birleşmiş Milletler bu oranın diğer bölgelere göre daha yüksek olduğunu belirtiyor.

Afrika’nın Boynuz’u ve Diğer Bölgeler

Afrika’nın Boynuz’u özellikle etkilendi. Etiyopya, Kenya ve Somali’deki yağış eksikliği, en azından son 70 yılın en kötüsüdür.

Ardışık dört yağış mevsimi başarısız oldu ve bir sonrakinin de başarısız olması bekleniyor. Somali nüfusunun neredeyse yarısı gıda güvencesi olmayanlar arasında sayılıyor. Uzmanlar, bu yıl ek insani yardım sağlanmadığı takdirde birçok bölgede kıtlığın baş gösterebileceğini söylüyor.

Afrika’nın başka bir bölgesinde, Madagaskar’ın Grand Sud bölgesi, 1981’den bu yana en kötü kuraklığı ve üç yıl üst üste kötü hasatları kaydetti.

Su Baskınları ve ABD Yardımı

Kuraklık ve aşırı sıcaklık hayvanları öldürür ve ekinlere zarar verir, ancak aşırı yağış da aynı etkiye sahiptir.

2021 yılında Pakistan, 33 milyon kişiyi etkileyen yıkıcı muson seliyle karşılaştı. Güney Sudan dört yıl üst üste sel yaşarken, Nijerya’da 2021’de yağışların gecikmesi hasadın %65 üzerinde azalmasına neden oldu.

Bu bağlamda, ABD hükümeti, dünya gıda krizini ele almak üzere 8.2 milyar dolarlık insani yardım ve 2.9 milyar dolarlık kalkınma yardımı taahhüt etti.

Biden yönetimi, tarım uygulamalarının iklim değişikliği ve hava koşullarına dayanabilme kapasitesini artırmak üzere dünya genelinde 11 milyar doları aşkın bir yatırım yapmayı planlıyor.

Kısacası, iklim değişikliği, gıda güvenliğini doğrudan etkileyen bir sorun. Gıda kıtlığıyla mücadelede sürdürülebilir tarım uygulamalarının geliştirilmesi ve iklim değişikliğine uyum sağlama yeteneğimizin artırılması hayati önem taşıyor. Sonuçta, halkımızın refahı, birlikte inşa ettiğimiz gıda güvenliğine bağlıdır.