Coğrafi İşaretlerin Sürdürülebilirliği Çalıştayı Antalya’da Düzenlendi

Antalya, coğrafi işaretlerin geleceğine yön verecek önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, TOBB, FAO, TÜRKPATENT, YÜciTA ve Antalya Ticaret Borsası iş birliğiyle düzenlenen “Türkiye’de Coğrafi İşaretlerin Sürdürülebilirliği Çalıştayı”, Antalya Ticaret Borsası Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
Çalıştaya Geniş Katılım
Toplantıya Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Ticaret Borsası Ali Çandır, ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, YÜCİTA Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Türk Patent ve Marka Kurumu Daire Başkanı Hakan Kızıltepe, Tarım ve Orman Müdürlüğü Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ahmet Turan Gürkan, Antalya Tarım ve Orman Müdürü Şakir Fırat Erkal, BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, oda borsa başkanları, ATB yönetim kurulu üyeleri ve kurum temsilcileri ile yerli ve yabancı akademisyen katıldı.
Binlerce Yıllık Eşsiz Lezzet Mirası
Açılış konuşmasında Fırat ve Dicle nehirlerinin yer aldığı coğrafyanın, medeniyetin beşiği olduğuna dikkat çeken Antalya Valisi Hulusi Şahin, Türkiye’nin zengin yemek kültürü hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Güneşi, suyu ve iklimiyle çok farklı ve özel bir coğrafyaya sahibiz. Coğrafyamızda, coğrafi işaretlerin hedef kitlesi olan butik ve özel ürünler yetiştiriliyor. Sahip olduğumuz binlerce yıllık medeniyet birikimi ve kültür tasavvuru sayesinde bu ürünlerimizi işleyerek çok özel lezzetler, yani eşsiz bir gastronomi mirası ortaya çıkardık.”
Şahin konuşmasında coğrafi işaret için yapılan çalışmalara da şu sözlerle değindi:
“Coğrafi işaret potansiyelimizi harekete geçirmek için önemli çalışmalar gerçekleştiren YÜCİTA Başkanımız Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu hocamızın öncülüğünde; İl Tarım Müdürlüğümüzün ekipleri, kaymakamlıklarımız, Akdeniz Üniversitesi Coğrafi İşaretler Uygulama ve Araştırma Merkezimiz ile ticaret odalarımızın çalışmaları sonucunda coğrafi işaretli ürün sayımızı yaklaşık on katına çıkardık.”
Ürünlerin Ekonomik Değer ve Pazarlama Stratejisi Coğrafi İşaret İçin Önem Taşıyor
Coğrafi işaretli ürünlerin yalnızca tescil edilmesinin yeterli olmadığını belirten Şahin, bu ürünlerin ekonomik planlamasının da titizlikle yapılması gerektiğini şu şekilde ifade etti:
“Dünya hızla büyüyor ve kaliteli gıda ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bu ihtiyaca cevap verebilmek için coğrafi işaret ve tedarik zinciri sistemimizi sağlam bir şekilde yapılandırmamız büyük önem taşıyor. Bu çalıştaydan çıkacak sonuçlar ve bundan sonra yapılacak benzeri bilimsel çalışmalar, bizim için bir yol haritası niteliğinde olacak ve bundan sonraki süreçte neler yapmamız gerektiği konusunda bize rehberlik edecek. Bu çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim.”
Coğrafi İşaret Sisteminin Başarısında Üretici Bilinci ve Sürdürülebilirlik Vurgusu
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun selamlarını ileterek konuşmasına başlayan Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, coğrafi işaret sisteminin yalnızca bir tescil süreci değil, aynı zamanda üretimden pazarlamaya uzanan bir yönetişim modeli olduğunu belirtti.
Coğrafi işaretli ürünlerin korunmasının yanı sıra sürdürülebilirliğinin de kritik öneme sahip olduğunu aktaran Çandır, sistemin başarısının üreticilerin standartlara uygun üretim yapmasına ve etkin denetim mekanizmalarının işletilmesine bağlı olduğunu belirterek şu sözleri kaydetti:
“Sürdürülebilirlik için mevzuatın güçlendirilmesi, paydaş katılımına dayalı bir yönetişim modelinin yerleşmesi ve tüketici farkındalığının artırılması gerekiyor. Coğrafi işaretlerin ekonomik, kültürel ve toplumsal fayda üretebilmesi, üreticiden kamuya, meslek örgütlerinden tüketiciye kadar tüm tarafların katılımıyla mümkün olacaktır.”
Konuşmasında coğrafi işaret konusunda sürdürülebilirliği odak noktası yaptıklarını ifade eden Çandır, coğrafi işaretlerin geleceğini güvence altına almak ve denetim gibi kurumsal sorunları çözmek için sürdürülebilirliğin öneminin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:
“Üç yıl önce TOBB Başkanımız ‘nicelikten niteliğe geçiş’ vizyonunu açıklamıştı. Biz de sürdürülebilirliği bu vizyonun merkezine koyuyoruz.”
Çalıştayın da coğrafi işaretli ürünlerdeki sürdürülebilirliğin başlangıcı olduğunu dile getiren Çandır, çalışmaların devam edeceğine dair şöyle konuştu:
“Konuları olgunlaştırmak üzere, kısa süre içinde Ankara’da bir takip toplantısı düzenleyeceğiz.”
Çandır konuşmasında, Antalya’da coğrafi işaretli ürünlerin gerek sayısı gerek niteliğinin artması için destek veren Antalya Valisi Hulusi Şahin ve tarım teşkilatına, ayrıca Türkiye’nin dört bir yanından gelen uzmanlara ve yöneticilere de teşekkür ederek Çalıştayın başarılı geçmesini diledi.
Tüm Paydaşlar Aynı Masada Bir Araya Geldi
Çalıştayda güncel çalışmaların paylaşılacağını, sorunların ve çözüm önerilerinin tartışılacağını belirten Çandır, çalıştayın ulusal ve uluslararası düzeyde deneyim paylaşımı için önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti ve sürece katkı sağlayanlara teşekkürlerini şu sözlerle iletti:
“Uluslararası örneklerden yararlanarak ortak akıl geliştireceğiz. Bu etkinliğin gerçekleşmesinde büyük emeği olan FAO’ya, başta Ayşegül Hanım ve ekibine, ayrıca YÜCİTA’ya, TOBB’a, Türk Patent ve Marka Kurumu, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Antalya Valiliği’ne teşekkür ediyorum.”
Türkiye’nin 1.781 Coğrafi İşaretli Ürününden 38’i AB Tarafından Tescillendi
Türkiye’nin 1.781 coğrafi işaretli ürüne sahip olduğunu ve bunlardan 38’inin Avrupa Birliği tarafından tescillendiğini aktaran Çandır, bu rakamların artmasının yanı sıra ürünlerin ticarileşmesine de odaklanmak gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünlerini buluşturduğumuz Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, 16 yıl önce yerelde başladı, bugün ulusal bir marka haline geldi. Bu yıl 19–21 Aralık tarihlerinde YÖREX’i Almanya Düsseldorf’a taşıyoruz.”
Coğrafi İşaretli Ürünler Küçük Üreticiyi Güçlendiriyor
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, artan dünya nüfusu karşısında gıda güvenliği ve çeşitliliğinin büyük önem taşıdığını belirterek bunu şu sözlerle dile getirdi:
“Üreticilerin büyük çoğunluğu küçük üreticilerden oluşuyor. Bu üreticilerin güçlü bir şekilde üretime devam edebilmesi için desteklenmeleri gerekiyor.”
Selışık, gıda krizinin küresel boyutta etkisi olduğuna dikkat çekerek, dünyada 720 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini, beslenmedeki çeşitliliğin azaldığını ve obezitenin arttığını, ancak öte yandan gıdanın üçte birinin de israf edildiğini ifade etti.
Coğrafi işaretli ürünlerin kırsal kalkınma için güçlü bir politika aracı olduğunu aktaran Ayşegül Selışık, şöyle konuştu:
“Bu potansiyeli kullanmalıyız. Coğrafi işaretli ürünler, ürün fiyatını yüzde 20 ila 50 oranında artırarak küçük üreticiyi güçlendiriyor”
Antalya Gastronomi Sahnesinde Güçlü Bir Yer Edinmek İstiyor
YÜciTA Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Antalya’nın ilk kez kapsamlı bir coğrafi işaret envanterine sahip olduğunu ve 150 başvuru sürecinin devam ettiğini açıklayarak şu sözlerle teşekkürünü iletti:
“Şu anda 150 başvuru bulunuyor. Bu konuda Sayın Valimiz Hulusi Şahin öncülük ediyor, kendisine teşekkür ediyorum.”
Antalya’nın sahip olduğu zengin ürün çeşitliliğine rağmen gastronomi kültüründe bu potansiyelin yeterince yansıtılamadığını ifade eden Tekelioğlu, şöyle konuştu:
“Amacımız, Antalya’yı uluslararası gastronomi sahnesinde güçlü bir destinasyon haline getirmek.”
Katma Değer ve Ticarileşme Öncelikli Hedef
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ahmet Turan Gürkan, coğrafi işaretli ürünlerin yüzde 90’ının tarım ve gıda sektörüyle ilişkili olduğunu aktardı.
Bu ürünlerin üretimden pazarlamaya kadar her aşamada sürdürülebilir modellerle üretiminin sağlanması için yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Gürkan, şu ifadeleri kullandı:
“Coğrafi işaretli ürünlerin üretimden pazarlamaya kadar her aşamasında sürdürülebilir bir modelin kurulması için çalışıyoruz.”
Türk Patent ve Marka Kurumu Daire Başkanı Hakan Kızıltepe ise, kurumun artık sadece tescil sayısını artırmaya değil, bu ürünlerin ekonomik değerini yükseltmeye odaklandığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Amacımız sadece tescil sayısını artırmak değil; bu ürünlerin ticarileşmesini sağlayarak ülke ekonomisine katkı oluşturmak. Tescilin sürdürülebilirlik odağında gerçekleşmesi büyük önem taşıyor.”



