Avlan Gölü: Küresel Isınmanın ve İnsan Müdahalesinin Kurbanı
Avlan Gölü'nün sessiz çığlığı: Doğa kuruyor, gelecek kayboluyor!
Antalya’nın Elmalı ilçesindeki 850 hektarlık Avlan Gölü, bir zamanlar bölgenin doğal zenginliklerinden biriydi. Ancak yarım asır önce, tarım arazisi için kanallar açılıp boşaltılmasının ardından, göl şimdi çorak bir araziyi andırıyor ve küresel ısınmanın etkisiyle de neredeyse tamamen kurumaya yüz tutmuş durumda. Gölün bir zamanlar canlılıkla dolu olan kısımları şimdi susuzluktan ölüme terk edilmiş görünüyor.
Göltarla ve Karamık mahalleleri sınırında yer alan bu muhteşem göl, yaz aylarındaki kuraklıkla ciddi bir darbe aldı. Öyle ki, çobanlar artık gölün kuruyan tabanında çadırlarını kurup hayvanlarını rahatça otlatıyorlar. Gölde kalan son su birikintileri de azalmaya devam ediyor.
Bölgenin doğal dengesi sadece suyla sınırlı değil. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde uğrak yeri olan Avlan Gölü, kuraklık nedeniyle bu değerli konuklarına ev sahipliği yapamaz hale geldi. ‘Göle girmek tehlikeli ve yasaktır’ uyarı levhaları olan alanlarda artık hiç su kalmadı.
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, gölün kurumasının bölge ekosistemini derinden etkilediğine dikkat çekiyor. “Kuruduktan sonra bitkisel anlamda da bölgede değişiklikler oldu. Sedir ağaçları tehlikeye girdi,” diyor Gökoğlu ve bu durumun bölge iklimine, hayvancılığa ve tarıma olumsuz yansımaları olduğunu ekliyor.
1990’ların sonuna doğru, göldeki suyu boşaltmaya yarayan tahliye sistemleri kapatılmış, böylece gölün yeniden su tutması hedeflenmişti. Ancak bu sefer de kuraklıkla mücadele edildi ve bölgedeki seracılık ve meyve yetiştiriciliği arttıkça sondaj sayısı da arttı, bu da gölün suyunun hızla azalmasına yol açtı.
Elmalı Ziraat Odası Başkanı Salih Kurubaş, kuraklık ve yanlış su yönetiminin bölgeyi nasıl etkilediğine dair endişelerini dile getiriyor. İlçede yapılan kaçak sondajlarla yeraltı sularının hızla azaldığını ve bu durumun çiftçi ve hayvan yetiştiricileri için büyük bir problem haline geldiğini belirtiyor.
Göltarla Mahalle Muhtarı Durmuş Sarıkaya ise gölde kalan suyun yalnızca %10’luk bir kısmını oluşturduğunu belirtiyor. “Gölün kuruması bizi üzüyor. Burası kuruyunca Finike’deki bazı şelaleler de kurudu,” diye ekliyor Sarıkaya. Ayrıca, göldeki suyun çekilmesiyle balık ölümlerinin de sıkça yaşandığına dikkat çekiyor.
Bu trajik durum, doğanın ve insanların birlikte nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gösteriyor. Kuraklık, yanlış su yönetimi ve kaçak sondajlar gibi faktörlerin kombinasyonu, bir zamanlar canlı ve verimli bir bölgenin çölleşmesine neden olmuştur. Umarız, bu tür durumlar gelecekteki politika ve stratejiler için bir ders olur.